kadın sağlığı

Yumurtlama günlerinin belirlenmesi

Mukus inceleme yöntemi

Serviksten (rahim ağzından) salgılanan mukus (mukus, "kaygan, yapışkan sıvı" anlamına gelir), siklus boyunca salgılanan farklı hormonların (östrojen ve progesteron) etkisiyle farklı özellikler gösterir. Bu değişiklikleri anlayabildiğinizde yumurtlama gününüzün olduğu zamanı da belirlemeniz mümkündür.

Günlük kontrollerinizde serviks salgınızın özelliklerini parmaklarınızı vajinanızın derinliklerine yerleştirerek elle belirlemelisiniz. Eğer salgının bir kısmını parmaklarınızla toplayıp dışarı alabilirseniz işiniz daha da kolaylaşır. Bakmanız gereken salgının kıvamı ve esnekliğidir.

Serviks salgısı siklusun ilk günlerinde yani östrojenin yükselmeye başladığı zamanlarda yapışkan bir özelliktedir.

Daha sonra östrojen yumurtlamanın hemen öncesinde maksimum seviyeye ulaştığında kaygan ve oldukça esnektir, çektikçe uzadığını görebilirsiniz.

Rahim pozisyon bozuklukları (Ters rahim)

Kadınların çoğunda rahim öne yatıktır. Kapalı ucu rahim boynundan daha yüksek ve vücudun önüne daha yakındır. Beş kadından birinde ise rahim dönüktür (arkaya ve aşağıya doğru eğik). Ancak dönük rahim, özellikle adet sırasında sırt ağrılarına neden olur. çok ender vakalarda, penis çok derine girdiğinden, cinsel ilişki acı verir.

Belirtiler : Adet sırasında bazen sırt ağrısı.

Doktor alt karın muayenesinde rahimdeki dönüklüğü anlayabilir. Rahim dönüklüğü bir hastalık değildir ve çok ender olarak tedavi gerektirir. Eğer rahminiz dönükse ve hamile kalmışsanız, rahim genellikle kendi kendine düzelir. Bu durum normal doğuma engel olmaz.

Ne yazık ki hamilelik bir çare değildir. Doğum ertesinde, rahim genellikle eski şeklini alır.

Tedavi - Ameliyat

Tüplerin bağlanması (Tüp Ligasyon)

Bir kadında hamilelik oluşabilmesi için erkekten gelen sperm ile kadından gelen yumurtanın fallop tüplerinde biraraya gelmesi ve sperminyumurtayı döllemesi gerekir. Herhangi bir nedenle (enfeksiyon, ameliyat) tüplerde meydana gelen hasarlanma ve tıkanıklık kısırlığa neden olur. Benzer şekilde tüplerin geçirgenliğinin bilinçli olarak engellenmesi ise bir doğum kontrol yöntemidir ve cerrahi sterilizasyon olarak adlandırılır. Bu şekilde sperm yumurtaya ulaşamaz ve onu dölleyemez.

Tüp ligasyonu ya da tüplerin bağlanması kalıcı doğum kontrol yöntemlerinden olarak kabul edilir. Daha sonra çocuk isteği ortaya çıkrsa tüplerin yeniden açılması her zaman mümkün olmaya bilir. Tüp ligasyonuna karar verirken bu durumun mutlaka göz önüne alınması gereklidir.

Kimler için uygundur?

Takvim yöntemi ile korunma (Ritim metodu)

Tüm hesaplamalar yapılırken adet kanamasının başladığı gün esas alınır. Kanamanın bittiği günün hiçbir önemi yoktur.

Dünya sağlık örgütü takvim yöntemini kadının adet dönemi süresince gebe kalma olasılığının yüksek olduğu günleri belirleme ve bu günlerde ilişkiden kaçınarak gebeliğin önlenmesidir.

Modern yöntemlerin yaygınlaşmasından önce çiftlerin %25'i bu yöntemi tercih ederken günümüzde bu oran % 5'e kadar düşmüştür.

Etki mekanizması nasıldır ?
Bu yöntem kadının hormonal dengesindeki değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan vücut ısısı artışı, akıntı miktar ve şeklindeki artış, yumurtlama esnasında kadının ağrı duyması, adet düzeni belirli bir süre izlendikten sonra yumurtlama gününün tahmin edilmesi ile spermin dölleme yeteneğini koruma süresi de göz önüne alınarak cinsel ilişkiye ara vermek ya da ek bir korunma yöntemi uygulamak şeklindedir.

Hormonlu rahim içi araç

Şu anda yaygın olarak kullanılan T şeklindeki bakırlı rahim içi araçların iki önemli yan etkisi adet kanamasının %50 oranında artması ve kasık ağrısıdır. Bu iki yan etkiden bir tanesi veya her ikisinin birlikte görülmesine bağlı olarak kadınların %20’si aracı tekrar çıkarmak zorunda kalmaktadır.

Prolaktin hormonu yüksekliği

Prolaktin hormonu yüksekliği ile ilgili oldukça fazla sayıda soru geldiği için bu konuyu genel hatları ile anlatmayı uygun buldum.

Prolaktin hormonu beyinde hipofizin ön lobundan salgılanan bir hormon olup, daha çok süt üretiminden sorumludur. Ancak süt üretim ve salgılamanın dışında adet düzeni ve üreme fonksiyonları üzerinde de önemli bir etkisi vardır. Prolaktin salgılanmasında artma olduğu zaman adet düzeni bozulmakta ve bazen adetin tamamen kesilebilmektedir. Adetten kesilme yakınması ile kliniğe başvuran hastaların üçte birinde prolaktin düzeyinde yükselme saptanmaktadır.

Anormal PAP (Smear) testi varlığında yaklaşım

Yapılan PAP test sonucu normal olarak değerlendirildiğinde ek bir yakınma yoksa yılda bir defa yapılan kontroller yeterlidir. Anormal sonuç varlığında ise ileri tetkik gerekli olmaktadır.

Anormal PAP smear varlığında yaklaşım ile ilgili önerileri tam anlamı ile anlayabilmek için öncelikle bazı konuların iyi bilinmesi gerekir.

1) PAP smear bir tanı yöntemi değildir.
2) PAP smear sadece servikse ait lezyonların taranması için geçerli olan bir tekniktir.
3) PAP smear alınırken uygun şekilde alındığından emin olunması gerekir.

Kolposkopi
PAP test sonucu anormal olduğunda bir sonraki adım genelde kolposkopidir. Kolposkopi rahim ağzının direk olarak ya da bazı kimyasal maddeler ile yıkandıktan sonra bir tür büyüteç yardımı ile gözlenmesidir. Kolposkopide şüpheli görülen alanlardan biopsi alınır

ASCUS (Atypical Squamous cells of undetermined significance)

PAP Testi (Smear testi)

Pap Testinin Önemi

Her yıl yaptırılan basit bir tarama testi, kadınların, uterusun (rahim) aşağıda kalan bölümü olan servikste (rahim ağzı) kanser gelişmesine karşı korunmalarını sağlayabilir.

Pap testi pelvis muayenesi sırasında yapılır. Bu test, hücrelerdeki anormal bir çoğalmaya karşı uyarır. Pap testi ve diğer izleme girişimlerinin birincil amacı, bu tip kansere yol açabilen anormal durumları saptayıp tedavi ederek, serviks kanserinin önlenmesidir. Her yıl Pap testi yaptırılmasının, serviks kanseri sıklığını azalttığı gösterilmiştir.

Ancak bu testin kanserin erken evrelerini saptayabilme kapasitesi %100 değildir. Araştırmacılar, testin doğruluk derecesinin artırılmasına yönelik çabalarını halen sürdürmektedir.

PAP TESTİ NEDİR?

Kansere yol açabilecek anormal bulguları saptamak amacıyla, serviks ve çevresindeki hücrelerin incelendiği bir tarama testidir.

Östrojen tedavisi ve yumurtalık kanseri

Östrojen tedavisi yumurtalık kanseri riskini artırabiliyor.

Uzmanlar, hormon tedavisi olmak isteyen kadınların doktorlarıyla konuşarak, tedavinin yararlı olup olmayacağına birlikte karar vermeleri gerektiğine işaret ediyor.

Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü uzmanları, yaptıkları geniş kapsamlı bir araştırmada, östrojen tedavisinin yumurtalık kanseri riskini artırabildiğini saptadı.

Kadında Orgazm Olamama (Anorgazmi)

Anorgazmi (kadınlarda orgazm olamama), orgazma ulaşmayı hiç öğrenmemiş olma (preorgazmı veya primer anorgazmi) veya orgazm olabilme yeteneğini kaybetme (sekonder anorgazmi) şeklinde görülebilir. 25 yaşını bitirmiş kadınların % 10 unun orgazma ulaşmayı hiç öğrenmedikleri öne sürülmektedir.

Primer Anorgazmi (Preorgazmi)

Orgazm olmayı "öğrenme", batı dünyasında yaygın olan cinsel yasaklayıcı kültürlerin bir komplikasyonu sayılabilir. Kadınların çoğu, orgazm olabilmeyi güvenilir bir eşle, toplumca onaylanan güvenilir, emniyetli ve özel bir çevrede öğrenebilirler.

Norplant (Deri içi implant yoluyla korunma)

İnsanlar yüzlerce yıldır, uzun etkili, güvenli, yan etkisi az, istenildiği anda bırakılabilen ve bırakıldığında doğurganlığın hemen geri döndüğü yöntemlerin hayalini kurdular. Bu konuda yapılan çalışmalar sonuçlandığında tüm kadın doğum çevrelerinde bir heyacan yaşandı. Yeni yöntemin adı norplanttı. Küçük bir cerrahi girişimle önkol içinde cilt altına yerleştirilen 6 adet kibrit çöpü şeklinde materyalden oluşan Norplant 5 yıl boyunca koruma sağlıyordu. Bu implantlar yavaş ancak sürekli olarak progesteron hormonu salgılayarak gebeliğe engel olurlar. Gerçekten de norplant konu ile ilgilenen pekçok kişinin heyecanlanmasına ve sevinmesine neden oldu. Fakat kullanım biraz yaygınlaşınca işin gerçekte tahmin edildiği gibi olmadığı ortaya çıktı. Uzun etkili olması, geri dönüşümleri gibi avantajları olan norplantın çok yüksek oranda adet düzensizliğine neden olduğu saptandı.

Menapozda Kadınlardaki Değişiklikler

Yaş dönümü'de denilen menopozla birlikte tüm vücudu kapsayan bazı fizyolojik değişiklikler olur.Bunlar vücuttaki hemen hemen her sitemi etkilerler.

SİNİR SİSTEMİ
Tat, dokunma, koku, görme ve işitme duyularında azalmalar olur
Vücut ısısını ayarlamada güçlükler meydana gelir
Hareketlerde yavaşlık ortaya çıkar
Bellekte bozulmalar olur

SOLUNUM SİSTEMİ
Akciğer volümlerinde değişiklikler olur ve işlevleri sınırlanır

KALP DAMAR SİSTEMİ
Kalp kası büyür,kapaklarda kireçlenmeler olur
Kalp'ten saniyede atılan kan miktarı azalır
Koroner damarlarda tıkanma ve kalp krizi riski artar

SİNDİRİM SİSTEMİ

İştah artar ya da azalır
Hazımsızlık olabilir
Kabızlık görülebilir
Safra taşı oluşumu artabilir

CİLT
Cilt altı yağ dokusu azallır, cilt buruşur
Yüz, çene ve dudak üstünde kıllanma olur

KAS İSKELET SİSTEMİ
Kemik erimesi (osteoporoz) olur
Eklemlerde sertleşme olur

Menapozda hormon tedavisi

Menopoz kısaca bir kadının 1 yıl süre ile adetten kesilmesi olarak tanımlanabilir. İnsanlarda yaşam süresinin uzaması ile birlikte kadınların menopozda geçirdikleri yaşam süreside artmaktadır. Bu nedenle bu dönemde görülebilecek yakınmalara yönelik koruyucu tedavi yöntemleri daha da önem kazanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kadın yaşamının 1/3’ünü menopoz dönemi oluşturmaktadır. Türkiye’de menopoz yaşı konusunda kesin veriler bulunmamakla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada ortalama menopoz yaşı 51.3 yıl olarak bulunmuştur. İyi beslenemeyen, zayıf, vejeteryan, rahimi alınan, anne karnında geri kalan ve yüksek yerlerde yaşayan kadınlarda menopoz yaşı biraz daha erken olabilmektedir. Ayrıca sigara içen kadınlar menopoza daha erken girmektedir.

Menopozda Görülen Belirtiler

Menopozda beslenme

Kadınların korkulu rüyası menopoz elbet bir gün kapıyı çalacak. Tıptaki gelişmeler ve genel bilinçlenme ile biraz daha barışılmış bu dönemde beslenmeye bağlı olarak bazı sorunlar görülüyor. Bunların en önemlisi osteoporoz.

Özellikle yaşlı kimselerde ve menopoz döneminin sonundaki kişilerde görülen, osteoropoz kemik yapısının bozulması olarak tanımlanan bir hastalık. Başlıca üç ana nedene dayanıyor: Östrojen hormonunun azalması, fiziksel aktivite azlığı ve besinsel nedenler.

Kemik yapısında bulunan bazı besin öğelerinin uzun vadede yetersiz alınmaları veya emilim bozuklukları sorunun besinsel kısmını oluşturuyor. Yüksek lifli diyetler, aşırı alkol, sigara ve kafein tüketimi, hatalı beslenme ve kalsiyum eksikliği osteoporoz için zemin oluşturuyor. Bu dönemde idrar yoluyla kalsiyum atılımı fazla olduğundan, diyet uygulanarak kalsiyum alınması gerekiyor.

Menopoz sonrası vajiniti

Menopozdan sonra bütün östrojen seviyeniz düştüğü için vajina dokusu daha ince bir hale gelir. Dokununca acıyan küçük noktalar ve çatlaklar oluşur. Bunlar yukarıdaki bulguları ortaya çıkarabilir ve sizi enfeksiyonlara karşı daha dayanıksız hale getirir. Bir teşhis koyabilmek için doktorunuz gelişmeyi anlattıracak ve alt karın muayenesi yapacaktır. Gerekirse, akıntı örneğini analiz ettirecektir.

Belirtiler

- Menopoz sonrası vajinada acıma, yanma ve kaşınma;

- Olağan dışı ince, sulu vajina akıntısı;

- Cinsel ilişkide acı duyma;

- Vulvanın şişmesi veya kızarması.

İlaç Tedavisi

Enfeksiyon varsa doktor muhtemelen antibiyotik verecektir. Vajinaya doğrudan (örneğin, dietilstilbestol krem veya fitili) uygulanacak östrojen, vajina duvarlarını kalınlaştıracak ve kayganlığı sağlayacaktır. Ancak bu, arada yeniden rahim kanamasına neden olabilir.